terütaze

terütaze
sf., esk., Far. ter + tāze
Çok taze, körpe

Frenk illerinde ... tenorların akbabaya dönmüş, kartlaşmışlarına bile terütaze kızlar gönül verirlermiş.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • terütâze — (F.) [ ﻩزﺎﺕوﺮﺕ ] taptaze, çok körpe …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ikinci yarı — is., sp. Karşılaşmalarda iki devreden sonuncusu İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taze — sf., Far. tāze 1) Bozulmamış, bayatlamamış olan Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. Y. Z. Ortaç 2) Dinç, yıpranmamış, yorulmamış Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. M. Ş. Esendal 3) Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maraza aramak — çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”