- ucuz pahalı
- zf.
Yüksek veya düşük fiyatlı olduğuna bakmadan
Tavşanlarını, kekliklerini ucuz pahalı demeden ilk çıkan alıcılara sattı.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tavşanlarını, kekliklerini ucuz pahalı demeden ilk çıkan alıcılara sattı.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ucuz — sf. 1) Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik. Y. K. Beyatlı 2) mec. Az emekle elde edilen Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pahalı — sf. Fiyatı yüksek olan, ucuz karşıtı Birleşik Sözler ucuz pahalı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
ucuz alan, pahalı alır — ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti — ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkulmamalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ERZAN — f. Ucuz, değeri düşük, pahalı olmayan. * Lâyık, münâsib, muvafık, elyâk, şâyân, müstehak, uygun, yerinde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük