Deli eniştemiz bir hayli yaşlanmıştı fakat hiç uslanmış değildi.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kuzu gibi olmak — uslanmak, sessizleşmek, sakinleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıllanmak — nsz 1) Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak 2) Uslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
durulmak — 1. Durma işi yapılmak Mor dağlara karargâhlar kurulur / Eteğinde bölük bölük durulur. B. S. Erdoğan 2. nsz 1) Duru duruma gelmek Bulanık su duruldu. 2) Gürültü, kımıldanış, karışıklık, yağış, yel dinmek, sükûn bulmak Kar ve fırtına durulmuş, hava … Çağatay Osmanlı Sözlük
edeplenmek — nsz Uslanmak, ince ve terbiyeli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uslanma — is. Uslanmak durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
maymuna dönmek — 1) çirkin ve gülünç duruma girmek 2) uslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yola gelmek — istenilen biçimde davranışı kabullenmek, düzelmek, uslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yollara dökülmek — kalabalık hâlde yolda olmak İhtiyar annemle büyük dayım, uslanmak bilmeyen okul kaçağını aramak için yollara dökülmüşlerdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
