- var gücüyle
- zf.
Olanca gücüyle, var kuvvetiyle
Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.
- N. Eray
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.
- N. ErayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
var — sf. 1) Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı Var gücüyle çalışmak. 2) is., dbl. Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz Rahatsız etmek istemem hem de işim var. H. E. Adıvar 3) is. Elde bulunan her şey Elimizden alınan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
var kuvvetiyle — zf. Var gücüyle Sandalı var kuvvetiyle iterek içine bir lastik top çevikliğiyle atladı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
avaz avaz bağırmak — var gücüyle bağırmak İspanyol denizcisi hâlâ avaz avaz bağırıyordu. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
canla başla — zf. Seve seve, her türlü yorgunluğu göze alarak, var gücüyle Dünyanın en ilginç ve muhteşem müzelerinden biri olan sarayı güçlendirmek için canla başla çalıştı. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
güç — 1. sf. 1) Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2) zf. Zorlukla Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler gücü gücüne güçbeğenir güç bela Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meskûn — sf., Ar. meskūn 1) İnsan oturan, şeneltilmiş (yer) Kürekleri var gücüyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı. S. F. Abasıyanık 2) Yurt edinilmiş (yer) Birleşik Sözler meskûn mahal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meskûn kılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölümüne — zf. Her türlü olumsuzluğu var gücüyle göze alarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz — işveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük