- balıketinde
- sf.
Ne şişman ne zayıf olan (kadın)
Bu, balıketinde, kumral ve genç bir hanımdı.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu, balıketinde, kumral ve genç bir hanımdı.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
balıketi — sf. Balıketinde … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolgun — sf. 1) Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış Dolgun yastık. 2) Şişmana yakın, balıketinde Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu. B. Felek 3) Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.) İlk işi babasını memnun etmek için ona dolgun bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
endamlı — sf. Boylu, boyu bosu yerinde Endamlı, balıketinde bir taze. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
etine dolgun — sf. Şişman sayılmayan, balıketinde … Çağatay Osmanlı Sözlük