- yarı karanlık
- is., -ğı
Aydınlık ile karanlık arası bir durum
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yarı — sf. 1) Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf 2) Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan Yarı yolu aldık. Yarı mesafede. 3) is. Futbolda 45 dakikalık her iki devreden biri Birinci yarıda dört gol attık. 4) zf. Gereğinden az, tam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık — sf., ğı 1) Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan 2) is. Işık olmama durumu Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz. H. Taner 3) mec. Yasalara, töreye uygun olmayan Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar. M. Ş. Esendal 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarı gölge — is., fiz. Bir ışık kaynağı önüne konulan saydam olmayan bir cismin, gerisindeki ekran üzerine vuran gölgesinin çevresinde görülen, çok koyu karanlık olmayan bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaca karanlık — is., ğı Güneş doğmadan önceki veya battıktan hemen sonraki aydınlık, yarı karanlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
loş — sf. 1) Yeterince aydınlık olmayan, yarı karanlık, az ışık alan İçeriye doğru gittiler, loş bir köşede, küçük bir masaya yerleştiler. H. E. Adıvar 2) Az aydınlatan (ışık) … Çağatay Osmanlı Sözlük
loşça — sf. Az ışık almış, yarı karanlık Loşça bir köşeye çekilerek ortalığı gözden geçirmekten başka yapacağı bir şey yoktu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
loşluk — is., ğu Loş olma durumu Bir mahzen loşluğunu hatırlatan yarı karanlık içinde, Nadir odayı gösterdi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
NİMMUZLİM — f. Yarı karanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİMZULMET — f. Yarı karanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gece — is. 1) Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı Kel Hasan kumpanyası o gece bir komedi dram oynuyordu. O. C. Kaygılı 2) Bu süre içindeki karanlık 3) Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleyin düzenlenen toplantı Bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük