yarmak

yarmak
-i, -ar
1) Uzunlamasına bölüp ayırmak

Odunu yarmak.

2) Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak
3) Derin yara açmak

Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı.

- R. N. Güntekin
4) Yarık açmak
5) mec. Ortasından, içinden geçmek

Vapurun yardığı sular, iki yanından güya neşelerinden köpüre köpüre Üsküdar'a gidişler, daima eğlenceliydi.

- A. Ş. Hisar
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • yarmak — yarmak, bir şeyl keserek zorla yarmak, parçalamak; yere s ınır çizmek, I, 399, 437; II I, 33, 57. 58 para I, 20. 22. 35, 75, 130, 131, 142,143, 168, 175, 180 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yarmak — az ayırmak, teşkik eylemek sikke, beyaz para, altun, yamu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ablukayı yarmak — kuşatılan bölgeyi zor kullanarak yarıp geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çemberi yarmak — bir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kılı kırk yarmak — titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa göz yarmak — beceriksizlik göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başını gözünü yarmak — bir işi kötü yapmak, bir işi istenildiği gibi yapmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • FEL' — Yarmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAR' — Yarmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HARR — Yarmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”