- yaz kış
- zf.
Bütün yıl boyunca
Her gün yine kazanlar kaynıyor, yaz kış hayat devam ediyordu.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Her gün yine kazanlar kaynıyor, yaz kış hayat devam ediyordu.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yaz — is. Kuzey yarım kürede 21 Haziran 23 Eylül tarihleri arasındaki zaman dilimi, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsim Çok sıcak bir yaz gecesiydi. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler yaz dönemi yaz dönencesi yaz helvası yaz kış yaz okulu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kış — 1. is. 1) Kuzey yarım kürede 22 Aralık 21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. T. Buğra 2) mec. Çok soğuk hava Birleşik Sözler kış dönemi kış dönencesi kış günü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur — günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına — başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
araç — is., cı 1) Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne 2) Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta Dil, anlaşmayı sağlayan bir araçtır. 3) Taşıt Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biletçilik — is., ği Bilet satma işi Tramvay biletçiliği yapabilirdi, tramvay biletçiliği iyiydi, yaz kış kapalı yerdeydi. M. Uyguner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamgiller — is., ç., bit. b. Kozalaklılardan, iğne gibi ince ve uzun yapraklarını yaz kış dökmeyen, tohumları çıplak olarak kozalak pulları üzerinde bulunan, çam, köknar, ladin vb. bitki türlerini içine alan reçineli ağaçlar familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
defne — is., bit. b., Rum. Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik (Laurus nobilis) Birleşik Sözler defneyaprağı defne yaprağı defne yağı Arabistan defnesi yaban defnesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçen — sf. Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.) Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilometrelerce — sf. Mesafece uzun süren Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile kilometrelerce yolu yürürdü. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük