- yılan çıyan
- is.
Zehirli sürüngenler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çıyan — is., hay. b. 1) Çok ayaklılardan, sarımtırak renkte, zehirli bir böcek (Scolopendra) 2) sf., mec. Hain Damadım için söylüyorsan sen de bilirsin ki ne akreptir ne de çıyan. E. E. Talu Birleşik Sözler çıyan gözlü sarı çıyan yılan çıyan Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yılan — is., hay. b. 1) Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan. 2) sf., mec. Sinsi ve hain Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. Y. Z. Ortaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan — sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çayan — is., hlk. Akrep, yılan, çıyan, kırkayak vb. zehirli hayvan … Çağatay Osmanlı Sözlük
her — sf., Far. her Teklik adlara tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, ... in hepsi anlamını veren söz Bir hafta, her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi. H. E. Adıvar Birleşik Sözler her bir her biri hercai her daim her dem … Çağatay Osmanlı Sözlük