- yumuşak başlı
- sf.
Uysal, kolay yola gelen (kimse)
Ben, sakin, yumuşak başlı bir adamım.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ben, sakin, yumuşak başlı bir adamım.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yumuşak — sf., ğı 1) Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı Pamuk yumuşaktır. 2) Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş. 3) Dokunulduğunda hoş bir duygu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlı — sf. Başı olan O zaman kırmızı başlı kibritler vardı ya. P. Safa Birleşik Sözler başlı başına ağırbaşlı belli başlı dikbaşlı iki başlı pek ba … Çağatay Osmanlı Sözlük
yavaş — sf. 1) Hızlı olmayan, çabuk karşıtı Yavaş bir yürüyüş. 2) Yumuşak huylu, yumuşak başlı Yavaş adam. Yavaş at. 3) Alçak, hafif 4) zf. Alçak, hafif bir biçimde Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var... M. Ş. Esendal 5) zf. Hızlı olmayarak Yavaş vurdu … Çağatay Osmanlı Sözlük
eslek — sf., ği, hlk. Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti … Çağatay Osmanlı Sözlük
muti — sf., esk., Ar. muṭīˁ Yumuşak başlı, itaat eden Genç Çerkez in daima kendisine muti ve ikinci safta kalacağını ümit ederek dışarıdan gelin almamayı tercih etmişti. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
uysal — sf. Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı Kadın uysal olduğu zaman kuvvetlidir. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
isyan bayrağını açmak — karşı gelmek, başkaldırmak Demek ki bunca senelik kuzu gibi yumuşak başlı karısı da nihayet isyan bayrağını açmıştı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynanalık etmek — 1) kaynana geline veya damada kötü davranmak 2) bir yakınına gereğinden çok karışmak Sessizliğine, yumuşak başlı görünüşüne karşın, onun biraz kaynanalık edeceğini ben de tahmin ediyordum. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZELUL — Yumuşak huylu. Sert başlı olmayan. İtaatlı ve râm olan. * Hecin devesi. * İnsanların emrindeki yeryüzünün hâli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük