- zarf-fiil
- is., dbl.
Zarf olarak kullanılan fiil soyundan kelime, ulaç, durum ulacı, bağ-fiil, sıla sıygası
Koşarak geldi. Düşünmeden söyledi.
Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Koşarak geldi. Düşünmeden söyledi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
zarf-fiil grubu — is., dbl. Birden fazla kelimeden oluşan zarf fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiil — is., Ar. fiˁl 1) İş, davranış 2) dbl. Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem Birleşik Sözler fiil cümlesi fiil çekimi fiil gövdesi fiil kökü fiil tabanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarf — is., esk., Ar. ẓarf 1) Kap, kılıf, sarma 2) İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler. A. Haşim 3) İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap Kenarları ezik bir çift … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasvirî fiil — is., dbl., esk. Zarf fiil ekiyle oluşturulan birleşik fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağ-fiil — is., dbl. Zarf fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlama zarf-fiili — is., dbl. Ve bağlacı görevinde kullanılarak kendinden sonraki çekimli fiile veya fiilimsiye zaman ve kişi bakımlarından uyan ıp ekini almış fiil: Gelip gitti (Geldi ve gitti) Gülüp geçti (Güldü ve geçti) gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeterlik fiili — is., dbl. Olumlusu, herhangi bir fiilin e li zarf fiili ve bilmek fiil kökünün birleşmesiyle ortaya çıkan ve yeterlik kavramı veren, olumsuzu ise herhangi bir fiilin e zarf fiil eki ile me olumsuzluk ekinin birleşmesiyle oluşan ve yetersizlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
da / de — bağ. 1) Daha önce geçmiş bir cümle veya eş görevli öge ile sonraki arasında den başka anlamıyla ilişki kuran bir söz Bu adamın kim olduğunu o da öğrenmişti. R. N. Güntekin 2) Azarlama, yalvarma, küçümseme, yakınma, övme anlamlarında iki cümleyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiilimsi — is., dbl. Fiilden türetilen, olumsuzu yapılabilen mastar, sıfat fiil, zarf fiil vb. türleri bulunan ad, eylemsi … Çağatay Osmanlı Sözlük
grup — is., bu, Fr. groupe 1) Küme Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor. H. E. Adıvar 2) Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü Lehçeler grubu. 3) mec. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip 4) ask.… … Çağatay Osmanlı Sözlük