- zulmetmek
- -e, -der, Ar. ẓulm + T. etmek
Eziyet etmek, işkence etmek
Ona fenalık etmekle, kendi kendime mi zulmediyordum?
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ona fenalık etmekle, kendi kendime mi zulmediyordum?
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
TEHEZZUM — Zulmetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
küçelmek — zulmetmek; malı zorla elinden alınmak II, 136 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
küçemek — zulmetmek, zorla fe nalık etmek, III, 258, 259 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
DAVZ — Zulmetmek, zulüm yapmak. * Çiğnemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
IDTIHAD — Zulmetmek, cefâ vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıymak — i, ar 1) Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak Eti kıymak. 2) e, mec. Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti. H. R. Gürpınar 3) e, mec. Acımayıp öldürmek Zavallıya nasıl… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zulmetme — is. Zulmetmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zulüm — is., lmü, Ar. ẓulm Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa Nöbetçinin siyah süngüsü zorbalığın ve zulmün bir timsali gibi gözlerimin önünden geçiyordu. H. C … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasıp kavurmak — 1) baskı yaparak veya kıyıcı davranışlarla bir topluluğu ezmek, zulmetmek Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim. Y. K. Karaosmanoğlu 2) çok zarar vermek, mahvetmek Derhâl asabi, ince, deli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
can yakmak — 1) zulmetmek, eziyet etmek 2) bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak 3) üzmek, acı vermek Ayrılık! Her vakit can yakar, ağlatır. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük