- ... canlısı
- ... düşkünü
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dost canlısı — is. Arkadaş canlısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadaş canlısı — sf. Arkadaşlığa değer veren, arkadaşlarına çok düşkün (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
mal canlısı — sf. Mala çok düşkün, malı çok seven … Çağatay Osmanlı Sözlük
para canlısı — sf. Paragöz … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlı — sf. 1) Canı olan, diri, yaşayan Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı. N. Cumalı 2) Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu Recep çok canlı bir adamdı. S. F. Abasıyanık 3) Dikkat… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadaş — is. 1) Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, yaren 2) Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik Nedret in arkadaşları bizi nezaketen davet ettiler. M. Yesari Birleşik Sözler arkadaş canlısı can… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dost — is., Far. dūst 1) Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı Dostlar beni hatırlasın. Âşık Veysel 2) Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gümüşgöz — sf., hlk. Para canlısı, açgözlü, cimri … Çağatay Osmanlı Sözlük
mal — is., Ar. māl 1) Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı. Ö. Seyfettin 2) Büyükbaş hayvan Boz atlar yağız değildi, artık; mallar erimiş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük