aralık etmek

aralık etmek
aralamak, yarı açmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • aralık — is., ğı 1) İki şey arasındaki açıklık, mesafe İki masa arasında bir metre aralık var. 2) Sıra, vakit O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş. M. Ş. Esendal 3) Uygun, elverişli durum, fırsat 4) Evin iki bölümü veya iki oda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aralamak — ara edüp ayırmak, aralık etmek, tefrik ve cida etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değmek — 1. e, er 1) Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek Kapıdan bir an birbirimize değerek girdik. Y. Z. Ortaç 2) Ulaşmak, erişmek Mektup elime değmedi. Yaşı on beşine değince... 3) İstenilen yere düşmek, rast gelmek,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eşkıyalık — is., ğı Eşkıya olma durumu veya eşkıyaca davranış Bu adam bir aralık eşkıyalık yapmış çok nemrut bir herif. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eşkıyalık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihtiyatsızlık — is., ğı İhtiyatsız olma durumu Bir aralık Cemile ... ihtiyatsızlıkla hastanın yanında, onun bir gün bir gümüş leğenle ibrikten bahsettiğini söyledi. H. Z. Uşaklıgil Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtiyatsızlık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • korkmak — nsz, ar 1) Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak Karanlık yerde insan korkmaz mıydı? S. F. Abasıyanık 2) Kaygı duymak, endişe etmek Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. M. A. Ersoy 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapışmak — nsz 1) Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki... S. F. Abasıyanık 2) e İyice yaklaşmak, sokulup değmek Geri geri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”