bağırıp çağırmak

bağırıp çağırmak
öfkeyle bağırmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • yaygarayı basmak — bağırıp çağırmak Gün geçmiyor ki evdeki kadınlardan biri, önüne bir ıslak şeker parçası düştüğünü görüp yaygarayı basmasın! R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağırmak — nsz 1) İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak Yaşasın hürriyet diye bağırsa ismi tarihe geçecekti. Ö. Seyfettin 2) mec. Kendini belli etmek Kitap buradayım diye bağırıyor, sen onu görmüyorsun. 3) e Yüksek sesle azarlamak Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bangırdamak — nsz Öfkelenerek yüksek sesle bağırıp çağırmak, bangır bangır bağırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şarlamak — nsz 1) Şarıldamak 2) hlk. Bağırıp çağırmak, hakaret etmek Haznedar çiftliğinin oraya yaklaşınca ela gözlüm birden şarladı. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öfke baldan tatlıdır — öfkeye kapıldığında bağırıp çağırmak insanı rahatlatır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bomba gibi patlamak — 1) öfkelenerek birdenbire ve yüksek sesle bağırıp çağırmak 2) bir olay birdenbire ortaya çıkarak herkesi şaşırtmak Babamın Üsküp ü terk etmek ve Selanik e gidip yerleşmek hakkında verdiği karar ailemiz arasında bir bomba gibi patladı. Y. K.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıçını yırtmak — kaba 1) bağırıp çağırmak 2) bütün gücünü kullanarak uğraşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıyametler koparmak — 1) bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? M. A. Ersoy 2) aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalığı kırıp geçirmek — 1) herkesi heyecana sürüklemek Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar! A. İlhan 2) çok kızarak çevresindekilere bağırıp çağırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NAK' — (C: Nuk Enku) Su saklayacak yer. * Kuyu içinde olan su. * Deve kuşu avazı. * Feryâd etmek, bağırıp çağırmak. * Susuzluğu teskin etmek, susuzluğu gidermek. * Sıcak suda haşlama. * İlâç olarak çıkarılan su. * Suda ıslanma. * Toz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”