- bakış atmak
- kısa bir süre bakıp geçmek
İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bakış — is. Bakma işi veya biçimi Bakışları adamakıllı öfkeli olurdu. S. Birsel Birleşik Sözler bakış açısı içe bakış süzgün bakış yan bakış kuş bakışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAZAR — Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek. * Gözdeğmesi. * İltifat. * İtibar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük