- berbat olmak
- 1) kötü duruma gelmek2) kirlenmek3) bozulmak
Muhitin değişen, bozulan her şeyi gibi terbiyesi de berbat olmuştu.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Muhitin değişen, bozulan her şeyi gibi terbiyesi de berbat olmuştu.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
berbat — sf., Far. berbād 1) Kötü Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer. M. A. Ersoy 2) Bozuk Yol berbat, toz toprak üstümüze savruluyor. S. M. Alus 3) Çirkin, beğenilmeyen Sanatta politika ne kadar berbatsa politikada sanat da o kadar iğrenç olur. B … Çağatay Osmanlı Sözlük
duman olmak — argo 1) (işi veya durumu) işi, durumu berbat olmak 2) (işi veya durumu) bir kimse veya bir şey ortadan kaybolmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena — 1. sf., Ar. fenāˀ 1) İyi nitelikte olmayan, kötü Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. B. Felek 2) Üzücü Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki... H. E. Adıvar 3) İstenilen ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yontulmak — nsz 1) Yontma işi yapılmak veya yontma işine konu olmak Önünde duran çok sivri yontulmuş kurşun kalemi aldı. H. Taner 2) mec. İnsan kabalıktan, görgüsüzlükten kurtularak toplum törelerine göre davranır duruma gelmek Efendim, yontulmamış adamlar,… … Çağatay Osmanlı Sözlük