çaresiz kalmak

çaresiz kalmak
çözüm yolu, çıkar yolu bulamamak

Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar.

- Ö. Seyfettin

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • çaresiz — sf. 1) Çaresi bulunmayan, onulmaz Çaresiz dert. 2) Çare bulamayan (kimse), biçare Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu. Ö. Seyfettin 3) zf. İster istemez Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü. H. Taner… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli koynunda kalmak — çaresiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki eli böğründe kalmak — çaresiz kalıp ne yapacağını bilememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hevesi kursağında (veya boğazında veya içinde) kalmak — istediği, imrendiği şeyi elde edememek Bütün hevesim boğazımda kaldı. Küstüm oturdum. N. Meriç Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biçare olmak — çaresiz kalmak Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nevmit olmak — çaresiz kalmak, umudu kalmamak Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acze düşmek — çaresiz kalmak, elinden bir şey gelmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iflahı kesilmek — çaresiz kalmak Benim dört çeşit insan karşısında iflahım kesilir. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Arafatta soyulmuş hacıya dönmek — her şeyini kaybedip çırılçıplak kalmak, çaresiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fıtık olmak — büyük sıkıntı duymak, kahrolmak, çaresiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”