- esef etmek
- üzülmek, acınmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
esef — is., esk., Ar. esef 1) Üzüntü, kaygı, tasa Ötekilerin yüzünde, onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı. T. Buğra 2) Acınma, üzülme 3) Yerinme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller esef etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acınmak — e 1) Acıma işine konu olmak Zavallının hâline acınır. 2) nsz Başkasının hesabına üzülmek, yazıklanmak, yerinmek, eseflenmek, esef etmek, teessüf etmek Kızlar gitti diye pınar ağladı / Acındı yüreğim yandı pınara. Karacaoğlan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazıklanmak — e Üzülmek, acınmak, esef etmek, teessüf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayıflanmak — nsz Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek Selanik i Türk elinde görebilecek miyim? diye hayıflanıyordu. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
müteessif olmak — üzülmek, acınmak, yerinmek, esef etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYIFLANMAK — Acınmak, üzülmek. Esef etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mahrum — sf., Ar. maḥrūm Yoksun Esef olunur ki memleket, ilmî ehliyeti haiz, üstün insanlardan mahrumdu. S. Ayverdi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mahrum etmek mahrum olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük