- görünüş almak
- gibi, benzer görünmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
görünüş — is. 1) Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey 2) Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir Görünüşe aldanmamalı. 3) Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara Van gölünün görünüşü eşsizdi. N. Cumalı 4) dbl. Fiillerin … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyuzlaşmak — nsz 1) Tüyleri döküldüğü için çirkin bir görünüş almak Kedi uyuzlaştı. 2) mec. Beceriksizleşmek, pısırıklaşmak 3) mec. Kılıksızlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kisveye bürünmek — 1) herhangi bir kılığa girmek 2) herhangi bir niteliğe, biçime girerek gerçek kimliğinden farklı bir görünüş almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biçim — 1. is. Biçme işi Buğday biçim zamanı. 2. is. 1) Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur. S. Birsel 2) Yakışık alan şekil, uygun şekil Söylediklerimden çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
çehre — is., Far. çihre, çehre 1) Yüz (II) Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım. N. H. Onan 2) mec. Görünüş 3) mec. Kimlik Şehrin etnik çehresi de bizim için az çok meçhuldür. A. H. Tanpınar 4) mec. Somurtkanlık Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük