- haber almak
- kendisine bildirilmek, öğrenmek, bilgi edinmek
Sizden haber almayalı bir seneden fazla oldu .
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sizden haber almayalı bir seneden fazla oldu .
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uzun kulaktan haber almak — uzaktan uzağa haber almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber — is., Ar. ḫaber 1) Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık Çırağın bir şeyden haberi yok. M. Ş. Esendal 2) İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi Televizyonda dünya haberlerini izledi. 3) Bilgi Sanattan haberi yok. 4) dbl., esk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyum almak — bir konu hakkında haber almak, bilgi edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHBAR — Haber vermek. Haber almak. Alınan haber. Anlatmak. (Bak: Ahbâr … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
istihbar etmek — haber almak, duymak, öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
duymak — i, ar 1) Bilgi almak, öğrenmek, haber almak Yaptıklarını duydum. 2) İşitmek, ses almak Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor. Y. Z. Ortaç 3) Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek Yüzme denilen mucizeyi ancak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİŞMAM — Koklamak. Kokusunu almak. * Hissetmek, sezmek, dolayısı ile anlamak. * Uzaktan haber almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
işitmek — i 1) Kulakla algılamak, duymak Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu. H. E. Adıvar 2) Haber almak 3) nsz Kendisine söylenilmek Gayet sert bir adam olan hesap hocasından boyuna azar işitiyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
öğrenmek — i 1) Bilgi edinmek Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım. B. Felek 2) Bellemek 3) nsz Yetenek, beceri kazanmak Her şeye dikkatli baktığı için öğrenmişti. R. H. Karay 4) Haber almak Hüseyin, ayrılma… … Çağatay Osmanlı Sözlük