- hat çekmek
- telefon, telgraf tellerini döşemek veya direklere germek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hat — is., ttı, Ar. ḫaṭṭ 1) Çizgi 2) Yazı 3) Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek Demir yolu hattı. Otobüs hattı. 4) Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi Bir kablodan muhtelif hatlar çıkar. S. F. Abasıyanık 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi çekmek — 1) bir noktayı hat biçiminde çeşitli yönde uzatmak 2) mec. bitirmek, sona erdirmek Tüm Müslümanlar aralarındaki kızgınlıklara, kinlere, o gün bir çizgi çekeceklerdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizmak — hat çekmek, çızığı çekilmek, hat, cedvel … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi — is. 1) Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril Bu kâğıda üç çizgi çekti. Ö. Seyfettin 2) Yüz ve vücut hatlarının her biri Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu. O. Rifat 3) mat. Bir noktanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük