hayal etmek

hayal etmek
hayallemek

... yarınki Türk operasını hayal eder, bize yepyeni, bambaşka ufuklar açardı.

- Y. Z. Ortaç

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • hayal — is., li, Ar. ḫayāl 1) Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi. F. R. Atay 2) Belli belirsiz görülen şey, gölge 3) fiz. Görüntü İnsanın aynadaki hayali …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tahayyül etmek — hayal etmek Başka ufuklar, başka hayaller tahayyül ediyorum, yeni bir dünyaya doğmuş gibi! Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tespit etmek — 1) bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirmek, oynamaz duruma getirmek 2) bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde göstermek Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler. A. Ş. Hisar 3) belirlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tahayyül — (A.) [ ﻞﻴﺨﺕ ] hayal etme. ♦ tahayyül etmek hayal etmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • hayallemek — i Bir şeyi zihinde tasarlayıp canlandırmak, hayal etmek Boş ol deyince karılarının pılı pırtı toplayıp gitmesini hayalliyorlar. C. Uçuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ümide kapılmak — olacağını düşünmek, hayal etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğmak — nsz, ar 1) Dünyaya gelmek 2) Güneş, ay, yıldız ufuktan yükselerek görünmek Bir sabah güneş doğarken kafile yola çıktı. R. N. Güntekin 3) e Düşünce, hayal vb. zihinde birdenbire oluşmak 4) mec. Ortaya çıkmak, sonucu olmak Nezaket denen şey,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”