- başı açık
- sf., -ğı
Başı örtü veya şapka ile örtülmemiş (kimse)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı devletli — sf. Talihli, bahtı açık (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEKŞUF-ÜR RE'S — Başı açık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
isnat grubu — is., dbl. Sıfatların addan sonra gelmesiyle oluşan ve genellikle deyim olarak kullanılan kelime grubu Gözü kara, eli uzun, başı açık … Çağatay Osmanlı Sözlük
süngülü — sf. Süngü takmış olan Süngülü düşman askerleri arasında başı açık kadınlar, yalın ayak çocuklar bir kasırgaya tutulmuş gibi tozu dumana katarak koşuşuyorlardı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüy tüs — is. Tüy Şu yüzünde tüy tüs olmayan, başı açık evrak okuyan delikanlı mı? R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÜREHNE-SER — f. Başı açık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Sertab Erener — Naissance 4 décembre 1964 (1964 12 04) (46 ans) Istanbul, région de Marmara Pays d’orig … Wikipédia en Français
kapalı — sf. 1) Kapanmış olan, açılmamış, mestur, açık karşıtı 2) Geçilmez durumda olan 3) Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri) 4) Başı örtülü (kadın) 5) Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem 6) Gizli, saklı Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük