- kanat açmak
- (birine) birini korumak, himaye etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kanat — is., dı 1) Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir. M. Ş. Esendal 2) Balıklarda yüzgeç 3) Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanatlanmak — nsz 1) Uçmaya başlamak 2) Uçmak, kanat açmak Hatice, Nahit in beklemediği bir anda yürüdü, ayakları yerden kesilecek, kanatlanacakmış gibiydi. T. Buğra 3) mec. Çok sevinmek Nasıl coşuyor, nasıl kanatlanıyordu anlatırken. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeleklenmek — nsz, hlk. Kanatlanmak, kanat açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
PERVAZ — f. Kanat açmak, uçmak. Uçan, uçucu. * Nur. * Karargâh. * Saçmak. * Hücre. * Saçak. * Ayna. Dolap. * İnce, uzun tahta. * Uçan, uçucu gibi mânâlara gelerek birleşik kelimeler yapılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük