- kâr bırakmak
- kazanç getirmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kâr — is., Far. kār 1) Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı 2) İş 3) mec. Yarar, fayda Bundan benim hiçbir kârım yok. 4) ekon. Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay 5) tic. Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapamak — i 1) Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı. H. E. Adıvar 2) Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak 3) Bir şeyin görünmesine engel olmak Bu yapı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pay — is. 1) Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse 2) Eşit bölüm Bunu beş pay yapın. 3) ekon. Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj 4) mat. Bayağı kesirlerden birinin eşit … Çağatay Osmanlı Sözlük