- kırk basmak
- kırk gün dolmadan doğum yapmış annenin ve bebeğin dışarı çıkarılmasının tehlikeli olacağını geleneksel olarak kabul etmek
Yeni doğmuş iki çocuğu da kırk basar diye yan yana getirmezler.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yeni doğmuş iki çocuğu da kırk basar diye yan yana getirmezler.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kırk — is. 1) Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 40, XL rakamlarının adı 3) sf., mat. Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık Birleşik Sözler Kırkağaç kavunu kırkambar kırkayak kırk basması kırkbayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
basma — is. 1) Basmak işi 2) Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua 3) İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun 4) Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük