mahkûm etmek

mahkûm etmek
1) hüküm giydirmek

On beş yıl hapse mahkûm ettiler.

- A. İlhan
2) kötü bir duruma sürüklemek

Herkes kadını mahkûm etmeye çalıştı.

- S. F. Abasıyanık
3) mecbur etmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • mahkûm — sf., huk., Ar. maḥkūm 1) Hükümlü Müebbet hapse mahkûm bir suçlu. 2) mec. Zorunda olan, mecbur Ben burada oturmaya mahkûmum. 3) mec. Kötü bir sonuca varması kaçınılmaz olan Birleşik Sözler eli mahkûm pranga mahkûmu Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mahkum — (A.) [ مﻮﮑﺤﻡ ] hüküm giymiş. ♦ mahkûm etmek hüküm giydirmek. ♦ mahkum olmak hüküm giymek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • kalebent etmek — suçluluğu yüzünden mahkûm etmek Jön Türklerle alakası var diye, insanı dünyanın öbür ucuna kalebent ediverirler. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Müslüm Gürses — (* 7. Mai 1953 in Fıstıközü, Provinz Şanlıurfa; bürgerlich Müslüm Akbaş) ist ein türkischer Schauspieler und Sänger. Seine Lieder werden zur Musikrichtung des Arabeske gezählt, wobei sich jedoch auch zahlreiche türkische klassische und… …   Deutsch Wikipedia

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”