- mahrum etmek
- yoksun bırakmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mahrum — sf., Ar. maḥrūm Yoksun Esef olunur ki memleket, ilmî ehliyeti haiz, üstün insanlardan mahrumdu. S. Ayverdi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mahrum etmek mahrum olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahrum — (A.) [ موﺮﺤﻡ ] yoksun. ♦ mahrum etmek yoksun bırakmak. ♦ mahrum olmak yoksun kalmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
inhisar etmek — 1) yalnız ... üzerine olmak, yalnız ... için olmak, ... den dışarı çıkmamak, bir şeyle sınırlanmak Konuşmamız bu meseleye inhisar etmeli. 2) verilmek, tanınmak Söz hürriyeti şu kürsüye inhisar etmiş bulunuyordu, yarın buradan konuşmak hakkından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedhah — sf., esk., Far. bed + ḫāh Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
haricî — sf., Ar. ḫāricī Dışla ilgili, dıştan olan İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
perhizkâr — sf., esk., Far. perhīzkār Perhiz yapan, perhize uyan Vücudunu her şeyden mahrum etmek, perhizkâr yaşamak... H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
elinden almak — bir şeyden mahrum etmek Özgürlüklerini ellerinden alıp birer araç hâline getiriyor onları. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜCAHİD — Cihad eden. Çalışan. Din için çalışan. Düşmanlara karşı koyan. Çarpışan. * Fık: Allah (C.C.) yolunda gönüllü olarak cihada iştirak etmek istediği halde nefakadan, silâh ve saireden mahrum olan gazi demektir. Âyet meâli: Bizim uğrumuzda mücahede… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük