nişan almak

nişan almak
1) bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek

Tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi.

- A. Gündüz
2) kendisine nişan verilmek

Doktor, Türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan aldığını, övünerek anlattı.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • nişan — is., Far. nişān 1) İşaret, iz, belirti, alamet 2) Nişanlanma sırasında yapılan tören Bizi nişana çağırdılar. 3) Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma Nişanı bozmuşlar. 4) Kurşun, taş vb. ile vurulmak istenen hedef 5) Hedefi vurmak için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hedef almak — 1) (bir şeyi) nişan almak 2) (bir şeyi) ulaşılmak istenen amaca göre davranmak 3) (bir şeyi) bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gezlemek — i 1) Bir yeri ölçmek 2) Bir hedefi vurmak için silaha gerekli doğrultuyu vermek, nişan almak 3) Okun gezini kirişe yerleştirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözleği — is., hlk. 1) Gözetleme yeri 2) Dağların yüksek yerlerinde nişan almak için ağaç veya taştan yapılan belli yer …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gez göz arpacık — tüfekle yapılan atışlarda daha iyi nişan almak için kullanılan bir ifade …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • amaçlamak — nişanlamak, nişan almak, I, 299bkz: emeçlemek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gez — 1. is. 1) Okun, kirişe geçen ucundaki kertik 2) Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gez… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hedef — is., Ar. hedef 1) Nişan alınacak yer, nişangâh 2) mec. Amaç, gaye, maksat Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar. T. Buğra 3) mec. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta Ordular! İlk hedefiniz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaka — is. Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife İmamın şakasına ben de şaka ile mukabele ettim. R. N. Güntekin Birleşik Sözler şaka maka şaka yollu soğuk şaka ağız şakası dil şakası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”