- para basmak
- 1) darphanede, basımevinde metali veya kâğıdı para durumuna getirmek2) mec. kumarda ortaya para koymak3) mec. çok kazanmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük
para kesmek — 1) para basmak 2) mec. çok para kazanmak Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
para çıkarmak — 1) para basmak 2) başka yerde bulunan kimseye posta veya banka ile para göndermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
darbetmek — i 1) Vurmak, çarpmak 2) Para basmak 3) mat. Çarpmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
basma — is. 1) Basmak işi 2) Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua 3) İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun 4) Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük — sf., ğü 1) Çürümüş olan Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu. Ö. Seyfettin 2) Sağlam ve dayanıklı olmayan Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası. H. Taner 3) İş göremez, hastalıklı 4) mec. Sağlam bir temele veya kanıtlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırs — is., Ar. ḥirṣ 1) Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku Para hırsı. Şöhret hırsı. 2) Öfke, kızgınlık Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım. H. C. Yalçın Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hırs basmak hırs bastırmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük