- peyda etmek
- çıkarmak, oluşturmak, ortaya çıkarmak, edinmek
Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş.
- H. C. Yalçın
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş.
- H. C. YalçınÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sıhriyet peyda etmek — akrabalık oluşturmak Süleyman Şah, kurtuluşu Osman Oğulları ile sıhriyet peyda etmekte görüyordu. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
peyda — sf., Far. peydā Belli, açık, peydah Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller peyda etmek peyda olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
semen peyda etmek — şişmanlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ünsiyet peyda etmek — dostluk, arkadaşlık kurmak, samimi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teşbih etmek (veya yapmak) — benzetmek Yazının peyda olduğu günden beri yüz binlerce şair gelmiş, her biri binlerce teşbih yapmış. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlanmak — ata binmek, sefere çıkmak, düşmen üzerine asker sevk etmek; ad u nam kazanmak, şöhret peyda etmek, mersum olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAVAZZUH — Açıklanmak. Aydınlanmak. Kesb i vuzuh etmek. * Ruşenlik ve ayânlık peyda etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İMTİHAN — Deneme, Tecrübe etmek. * Bir şeyin hakikatına ıttılâ peyda etmek için çok dikkatle düşünmek. * Salâhiyet veya salâhiyetsizliğini anlamak için yapılan teftiş ve tecrübe.(Hakîm i Ezeli, inâyet i sermediye ve hikmet i ezeliyenin iktizası ile, şu… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
semen — 1. is., esk., Ar. semen Semizlik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller semen peyda etmek 2. is., huk., Ar. ṣemen Satım sözleşmesinde alıcının borcu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıhriyet — is., esk., Ar. ṣihriyyet Evlenme sonucu oluşan yakınlık, akrabalık, dünürlük, hısımlık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sıhriyet peyda etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük