resim almak

resim almak
1) bir şeyin resmini yapmak
2) resim çekmek
3) vergi ödetmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • resim — is., smi, Ar. resm 1) Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı. T. Buğra 2) Bunu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • poz vermek — resim yaptırmak veya fotoğraf çektirmek için durum almak Tam çizerken bir arkadaşı geliyor, poz veren çocuğun ensesine bir küfür ve bir de şamar yapıştırıyor. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şekil — is., kli, Ar. şekl 1) Biçim Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı m / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver. A. N. Asya 2) Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim Bu kitapta birçok şekil var. 3) Davranış biçimi, tutum, yol, tarz Bu şekilde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • belge — is. Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu. T. Buğra Birleşik Sözler aklama belgesi çağrı belgesi çalışma belgesi çıkış belgesi gönderme belges …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fotoğraf — is., Fr. photographe 1) Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi 2) Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto Bir de yadigâr olmak üzere fotoğraf bıraktı. Ö. Seyfettin Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazıma — is. 1) Kazımak işi 2) tıp Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak almak, kürtaj Birleşik Sözler kazıma resim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sahne — is., Ar. ṣaḥne 1) İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer 2) Görüntü Resim bir av sahnesini canlandırıyordu. 3) mec. Tanık olunan, gözlenen olay… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”