tavsiye — is., Ar. tavṣiye 1) Öğütleme, yol gösterme Doktorların tavsiyesini yerine getirmek için de yürüye yürüye evine vaktinde yetişir. A. Ş. Hisar 2) Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavsiyename — is., esk., Ar. tavṣiye + Far. nāme Tavsiye etmek amacıyla yazılan mektup … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanumak — danışmak; işaret etmek; söylemek, emretmek; tavsiye etmek II, 112; III, 273bkz: tanıışmak tanuşmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
salık vermek — 1) (birini veya bir şeyi) tavsiye etmek Dün akşam, bana bu kahveyi salık verdikleri zaman bütün gece sevincimden gözüme uyku girmedi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) esk. (birini veya bir şeyi) haber vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hap — 1. ünl. Çocuk dilinde yiyeceği yutma sesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hap etmek 2. is., Ar. ḥabb 1) Kolayca yutulabilmesi için toparlak durumuna getirilmiş ilaç Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. B. Felek 2) argo Bir içimlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sanmak — nsz, ır 1) Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek Sahiden hasta sanıyorlar, tebdilihava tavsiye ediyorlardı. S. F. Abasıyanık 2) Gibi gelmek, farz etmek Bu hareketimi tamamıyla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İLAC — Derde devâ olan şey. Hastayı veya yaralıyı iyi etmek için içmek veya sürmek üzere verilen şey. * Devâ, mualece. * Mc: Tedbir, çare, tavsiye, derman. * Hastaya bakma, iyi olmasına çalışma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük