- ülfet etmek
- tanışmak, görüşüp konuşmak, sohbet etmek
Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler.
- E. E. Talu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler.
- E. E. TaluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ülfet etmek — 1. dostluk kurmak. 2. kaynaşmak, alışmak. 3. görüşmek, konuşmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ülfet — is., esk., Ar. ulfet 1) Alışma, kaynaşma 2) Tanışma, görüşme Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı. Y. K. Beyatlı 3) Dostluk, ahbaplık Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İLAF — Ülfet etmek. Alıştırmak. Ülfet ettirmek. * Bir adedi bine çıkarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
inkmak — adet etmek, ülfet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
VEDK — Yağmur. Yağmurun damlaması. * Alışıp üns ve ülfet etmek. Yakın olmak. (Bak: Vadk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gündelmek — adet, amuhte olmak, razilaşmak, ülfet peyda etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜLABESET — (Lebs. den) Karışma. Münâsebet. Ülfet ve ihtilât etmek. Birbirine benzeyen iki şeyin karıştırılarak birbirine benzetilmesi. * Takribi cihet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEDERRÜB — Alışma, ülfet peydâ etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük