- yolculuk etmek
- bir yerden başka bir yere gitmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yolculuk — is., ğu 1) Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk. F. N. Çamlıbel 2) Bu gidiş gelişte geçen süre 3) Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sefer etmek — gezmek, gezinti yapmak, yolculuk etmek Ne hoş, ey güzel Tanrı m, ne hoş / Maviliklerde sefer etmek O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
seyahat etmek — uzak yerleri gezerek görmek, yolculuk etmek Seyahat etmenin ilk defa olarak büyük bir faydasını gördüm. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
helak etmek — 1) öldürmek, ortadan kaldırmak 2) mec. aşırı derecede yormak, bitkin duruma getirmek Bu yolculuk bizi helak etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabir etmek — 1) yorumlamak Sana yolculuk, millete de şenlik var, diye tabir etti. R. E. Ünaydın 2) söz ile anlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
posta — is., İt. posta 1) Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul a gönderdim. Ö. Seyfettin 2) Genellikle bu emanetleri götüren taşıt 3) Bu emanetleri toplayan ve dağıtan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sefer — is., Ar. sefer 1) Yolculuk Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Nice seneler geçti dönen yok seferinden. Y. K. Beyatlı 2) Kez, yol, defa Bu sefer ben söylüyorum, tekrar ediyorum. R. H. Karay 3) ask. Genellikle ülke dışına yapılan askerî… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seyahat — is., ti, Ar. siyāḥat 1) Yolculuk Her zamanki seyahat hatıralarını anlatmaya başladı. P. Safa 2) Gezi Birleşik Sözler seyahat acentesi seyahatname iş seyahati Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller seyahat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük