- acayip olmak
- yadırganacak bir duruma gelmek
Dünya değişti, insanlar bir acayip oldular.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Dünya değişti, insanlar bir acayip oldular.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
acayip — sf., bi, Ar. ˁacāˀib 1) Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı Dişlerinin arasından ıslık gibi acayip sesler çıkarmaya başladılar. R. N. Güntekin 2) ünl. Şaşma anlatan bir söz Acayip! Öyle dedi ha? Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile (veya dillere) destan olmak — bir olay veya bir nitelik halk arasında yayılmak, çok tanınmak Şu kadarını söyleyeyim ki dillere destan olan Boğaziçi bu acayip manzara yanında çocuk oyuncağı kalır. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
uymak — e, ar 1) Ölçüleri birbirini tutmak Ayakkabı ayağına iyi uydu. 2) Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek Kravat ceketine uymuş. 3) Zevke, anlayışa uygun düşmek Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor. 4) Bir inanca, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ibret — is., Ar. ˁibret 1) Kötü bir olaydan alınması gereken ders, uyarıcı sonuç Gören göze ibret vardır her şeyde. Âşık Veysel 2) sf., hlk. Çirkin, kötü, acayip Birleşik Sözler ibretiâlem Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ibret almak ibret olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuhaf — sf., Ar. tuḥaf 1) Acayip Nahit in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı. T. Buğra 2) Şaşılacak, garip 3) Güldürücü Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış. A. Ş. Hisar 4) Gülünç Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun. 5) Anlaşılmaz Tuhaf… … Çağatay Osmanlı Sözlük