baş başa kalmak

baş başa kalmak
(bir kimseyle veya şeyle) biriyle veya bir şeyle yalnız kalmak

Odanın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerdim.

- Y. K. Karaosmanoğlu

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • baş başa — zf. Birlikte, beraberce Ayakaltı olmayan bir yer bul da baş başa oturalım. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller baş başa bırakmak baş başa kalmak baş başa olmak baş başa vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başa baş gelmek (veya kalmak) — 1) eşit olmak, denk olmak 2) berabere kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • berabere kalmak — 1) aynı sayıyı almak 2) başa baş gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el ayak (veya el etek) çekilmek — ortalıkta hiç kimse kalmamak, ıssızlaşıp sessizleşmek Ben, el ayak çekildikten sonra, odanın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini beklerdim. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pata gelmek — 1) kâğıt oyunlarında berabere kalmak 2) ödeşmek, başa baş gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”