bir araya getirmek

bir araya getirmek
toplamak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • iki lakırtıyı bir araya getirmek — meramını kısaca, düzgün ve açık bir biçimde anlatmak Kız bir türlü iki lakırtıyı bir araya getirip kendini müdafaa edemediği için lalanın başı derde girmemiş oluyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir ara — zf. 1) Kısa bir süre Bir ara önümüzden şarkı sesleri geldi. F. R. Atay 2) Geçmiş bir zamanda Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir araya gelmek bir araya getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düzmek — i, er 1) Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar. M. Ş. Esendal 2) Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • toplamak — i 1) Bir araya getirmek Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. O. S. Orhon 2) nsz Devşirmek Kırlardan çiçek topladık. 3) Devşirip kaldırmak Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak. 4) Dağınıklıktan kurtarmak Bu odayı biraz toplamak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • toparlamak — i 1) Bir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak Sonra müsveddeleri toparlayıp yatmaya gitti. H. Taner 2) Neler üzerinde durulacağını hatırlayıp bir araya getirmeye çalışmak Düşünüyorum efendim, dedim. Yazacaklarımı toparlıyorum. H. Taner 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • buluşturmak — i, le Bir araya gelmelerini sağlamak, bir araya getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katmak — i, e, ar 1) Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak, ilave etmek Sirkeye su katmak. 2) Bir araya getirmek Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”