işaret vermek

işaret vermek
bir araç kullanarak bir şeyi belli etmek

Başı ile evet işareti verdi.

- A. Gündüz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • işaret — is., Ar. işāret 1) Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im Noktalama işaretleri. 2) Belirti, gösterge, alamet 3) El, yüz hareketleriyle gösterme Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor. R. H. Karay Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bel etmek — işaret koymak, işaret vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düdük — is., ğü 1) İçinden hava veya buhar geçirildiğinde keskin ses çıkaran ve işaret vermek için kullanılan araç Ben düdük sesi işitir gibi oldum, posta geçmiş olmasın... M. Ş. Esendal 2) Taşıtlarda karşı tarafı uyaran korna 3) sf., argo Akılsız, boş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • korna — is., İt. corna Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kös — is., esk., Far. kūs Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul Birleşik Sözler kös kös Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kös dinlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zil — is., Far. zil 1) İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç 2) müz. Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pes etmek — 1) yenilgiyi kabul etmek, pes demek 2) yenileceğini anlayıp sırtının yere gelmesini istemeyen pehlivan, yenildiğini kabul anlamına ya pes ediyorum demek veya hasmının kispetine eliyle vurarak işaret vermek 3) birinin aşırı kurnazlığı karşısında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KAR'-UL ASÂ — Doktorun, hastanın bedenine vurup muâyene etmesi. * Mc: Hatayı hatırlatmak için işaret vermek ve ikaz etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”