- karşı durmak
- (birine) direnmek, dayanmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karşı — is. 1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. H. E. Adıvar 2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli kolu bağlı kalmak (veya durmak veya olmak) — bir engel dolayısıyla hiçbir iş yapamaz duruma gelmek Diplomatlarımıza, büyükelçilik ve temsilcilik binalarımıza, tankerlerimize yapılan saldırılara karşı elimiz kolumuz bağlı duruyoruz. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUKAVEMET — Karşı durmak, dayanmak. Karşı koymak. Muhalefetle kıyam etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikleşmek — nsz 1) Dik duruma gelmek 2) mec. Birine karşı ters tutum içine girmek, karşı durmak Fen şubesi şefi birden dikleşti. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
turuşgan — daima karşı koyan I, 182, 518; I I, 95 turu şmak ayaga kalkışmak, duru;mak, karşı durmak, I, 20; I I, 95 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MUHAZAT — Aynı hizâda bulunmak, karşı durmak, karşı olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
göğüslemek — i 1) Göğsünü dayayarak zorlamak Vapurlara, trenlere ihtiyarları itip, çocukları ezip, kadınları göğüsleyip biniyoruz. O. S. Orhon 2) mec. Karşı durmak, engel olmak, direnmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
rüzgârlanmak — nsz 1) Yel esmeye başlamak 2) Yele karşı durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
önüne çıkmak — 1) rastlaşmak, karşılaşmak, karşısına çıkmak 2) mec. ilk defa görmek, yüz yüze gelmek Kim olursa olsun önüme çıkanla yeniden evleneceğim. S. F. Abasıyanık 3) yolunu kesmek için birdenbire karşı durmak Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük