- meydan almak
- esk.
gelişmek, yayılmak, geniş ölçüde olmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
meydan — is., Ar. meydān 1) Alan, saha Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu. Ö. Seyfettin 2) Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu. A. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydan savaşı — is., ask. Bir savaşta, kesin sonuç almak için düşmana karşı bütün güçlerle yüklenilen ölüm kalım savaşı, meydan muharebesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
cephe — is., Ar. cebhe 1) Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı. P. Safa 2) Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik 3) mec. Yan, yön, taraf Hakikatin binbir cephesi ve başka… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızışmak — nsz 1) Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak 2) Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak Ot balyaları kızıştı. 3) Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek Aygır kızıştı. 4) mec. Zorlu, sert, kızışık bir durum almak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük