perîşan — (F.) [ نﺎﺸیﺮﭘ ] 1. dağınık. 2. kötü durumda, perişan. ♦ perişan olmak darmadağın olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
perişan — sf., Far. perīşān 1) Dağınık, düzensiz, karmakarışık Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için. C. Şehabettin 2) Acınacak durumda olan, zavallı Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır … Çağatay Osmanlı Sözlük
vîrân olmak — 1. yıkılmak, harap olmak. 2. perişan olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
haşat olmak — 1) bozulmak, kullanılamaz duruma gelmek 2) yorulmak, perişan olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarumar olmak — dağılmak, karışmak, perişan olmak Sen gittin soframız oldu tarumar. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
harap olmak — harap duruma gelmek, haraplaşmak, perişan olmak Parkın eski güzelliği kalmadı, ne kadar harap oldu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâli harap olmak — bitkin, perişan olmak, kötü duruma düşmek Sınıfı geçmezse hâli haraptır … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarümâr olmak — 1. dağılmak, karışmak. 2. perişan olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
sersefil olmak — perişan, zavallı durumda olmak Burada sersefil olmanızın bir anlamı yok, bence eve gitmeniz daha yararlı olur. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarkalmak, tarkaşmak — perişan olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük