terbiye — 1. is., Ar. terbiye 1) Eğitim Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler. A. Ş. Hisar 2) Görgü 3) Bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma 4) Eti, pişirmeden önce çeşitli baharatlar, yağ, salça vb. şeyler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tedip etmek — yola getirmek, uslandırmak, terbiye etmek Emirlerini dinlemeyen milletleri hep bu cezalarla tedip ettiğini söylemiyor muydu? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
te'dîb etmek — 1. eğitmek, terbiye etmek. 2. cezalandırmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ikidmek — terbiye etmek, eğitmek, yetlştirmek, I, 213bkz: ikitmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ikitmek — terbiye etmek, yetiştirmek I, 213bkz: ikidmek iki, birblri, ikisi, iklden her biri I, 182, 187, 188. 189, 234, 237, 239. 268, 270, 308, 317, 410 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ADALET — Zulüm etmemek. Herkese hakkını vermek ve lâyık olduğu muâmeleyi yapmak. Mahkeme. Hak kanunlarına uygunluk. Haksızları terbiye etmek. İnsaf. Mâdelet. Dâd. Cenab ı Hakk ın emrini emrettiği şekilde tatbik etmek. Suçluya Allah ın emrini icra… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEBK (LEBÂKA) — Akıllı olmak. * Islah etmek, terbiye etmek. * Karıştırmak. * Yumuşak etmek, yumuşatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEL'EME — Cem etmek, toplamak. * Terbiye etmek, düzeltmek, ıslâh etmek. * Yara yırtığını bağlamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HIZANE — Bir şeyi bir şeye ilâve etmek. * Fık: Hak ve salâhiyeti haiz olan kimsenin belirli müddet zarfında çocuğunu besleyip büyütmek ve terbiye etmek üzere yanında bulundurması. * Bir şeyi kucağına almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aharlamak — i Ahar sürmek Kâğıtlarını kendi eliyle aharlayıp terbiye etmek itiyadında idi. S. Ayverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük