- denk getirmek
- uygun zamanını ve durumunu bulmak, rastlatmak
Bizimkinin evde olmadığı bir zamana denk getirirsem çağıracağım, bakalım gelecek mi?
- Ç. Altan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bizimkinin evde olmadığı bir zamana denk getirirsem çağıracağım, bakalım gelecek mi?
- Ç. AltanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
denk — 1. sf. 1) Ağırlık bakımından eşit olan 2) esk. 0,80175 g olan ağırlık ölçü birimi 3) mec. Uygun, nitelik yönünden eşit Birleşik Sözler denk küme kafa dengi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller denk düşmek denk gelmek denk getirmek dengi dengine … Çağatay Osmanlı Sözlük
denk yapmak — denk durumuna getirmek Eşyalarımı, ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul a gönderdim. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetirmek — yetiştirmek, denk getirmek … Beypazari ağzindan sözcükler
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapamak — i 1) Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı. H. E. Adıvar 2) Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak 3) Bir şeyin görünmesine engel olmak Bu yapı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
denklemek — i Denk duruma getirmek Emri alır almaz yatağı yorganı, bakırı, çamaşırı denkledi. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük
denkleştirmek — i 1) Birbirine denk duruma getirmek 2) Gereken miktarda para sağlamak Katırcının parasını denkleştiremedim. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük