- gözü önünde
- (bir kimsenin) Yanında, yakınında
Çocukluğundan beri onun bir siniri de aydınlıkta başkasının gözü önünde uyumaktı.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çocukluğundan beri onun bir siniri de aydınlıkta başkasının gözü önünde uyumaktı.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz önünde — zf. Apaçık, belirgin, aşikâr olarak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller göz (veya gözünün) önünde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı önünde — sf. Uslu, çevrede gözü olmayan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALÂ-RUUS-İLEŞHAD — Aleme karşı. Herkesin gözü önünde. Halkın önünde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alenen — zf., Ar. ˁalenen Açıktan açığa, herkesin gözü önünde, herkesin içinde, gizlemeden, açıkça Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayicesine — zf. Enayice Enayicesine bütün şehir insanlarının gözü önünde yapılan hırsızlığı bile bile... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydanda bırakmak — 1) açıkta, evsiz barksız bırakmak 2) ortada, herkesin gözü önünde bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
deveyi havuduyla yutmak — herkesin gözü önünde büyük hırsızlık yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz göre göre — 1) belli ve apaçık olarak, herkesin gözü önünde Geçen hafta göz göre göre daha ucuzunu kaçırdım. H. Taner 2) olacağı bilindiği hâlde önlem alınmadan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yere yığılmak — yere düşmek Bu kadar insanın, bu kadar alçağın gözü önünde yere yığılmak istemiyordu. O. Pamuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALÂNÎ — Açıkta, meydanda, herkesin gözü önünde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük