bedelsiz

bedelsiz
sf.
1) Bedeli olmayan, bedel ödenilmeyen
2) mec. Çok değerli, bedeli belirlenemeyen

İstanbul'un bu bedelsiz, ince ve kendini çok ağır satan güzellerini de düşündüm.

- H. E. Adıvar
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • bedelsiz ithalat — is. Yurt dışındaki işçilerin veya geçici görevle yurt dışına giden kamu görevlilerinin dönüşlerinde kendi mesleklerinin icrası veya kişisel kullanımları amacıyla getirdikleri mallar için yapılan düzenleme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BİLÂ-BEDEL — Bedelsiz. Ücretsiz, meccanen …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NAHL — Bal arısı. * Bedelsiz bir şey vermek veya bedelsiz verilen şey. * Sövmek, iftira etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ariyet — is., esk., Ar. ˁāriyet 1) Eğreti, ödünç, ödünçleme Öteden beriden ariyet de bir şeyler buluruz. S. F. Abasıyanık 2) huk. Belli bir taşınır malın kullanılmasının geri verilmek şartıyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bedelsizlik — is., ği Bedelsiz olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ithalat — is., tic., Ar. idḫālāt 1) Başka bir ülkeden mal getirme veya satın alma, dış alım 2) Bir ülke için başka bir ülkeden alınan malların bütünü Birleşik Sözler bedelsiz ithalat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ganîmet — (A.) [ ﺖﻤﻴﻨﻏ ] 1. savaşta düşmandan alınan her türlü eşya. 2. bedelsiz kazanç …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • vekalet sözleşmesi — kişinin, bedelli veya bedelsiz olarak, bir işi yürütmeyi veya yerine getirmeyi başkası adına üstlendiği sözleşme …   Hukuk Sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”