- sonuç vermek
- bir durumun sağlanmasına imkân sağlamak
Çalışmaları sonuç vermedi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çalışmaları sonuç vermedi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sonuç — is., cu 1) Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice Her koşu beklenilmeyen, şaşırtıcı bir sonuç verebilirdi. N. Cumalı 2) Bir gelişim veya girişimden elde edilen şey Sınav sonucu. 3) Öz, özet 4) Bir yarışmada, spor karşılaşmasında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevap vermek — 1) karşılık olarak bildirmek veya söylemek Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi. R. N. Güntekin 2) gereksinimi karşılamak Keban Barajı, Doğu Anadolu nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
semere vermek — 1. meyva vermek. 2. sonuç vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
sonuçlamak — i 1) Sonuca ulaştırmak, sonuçlandırmak, bitirmek Bu konuşmayı artık sonuçlayalım. 2) Sonuç vermek 3) Yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş atıp dolu tutmak (veya vurmak) — umutsuz olarak girişilen bir iş, iyi sonuç vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiyasko — is., İt. fiasco Bir girişimde gülünç ve başarısız sonuç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fiyasko vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geri — 1. is., hlk. Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval 2. is. 1) Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı Amerikan barın gerisinden işaret eden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyve — is., bit. b., Far. mīve 1) Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş 2) mec. Ürün, sonuç, kâr Mektebimizin şapirografla basılan haftalık Fidan ında, en güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük