- vesile olmak
- uygun ortam oluşmak
Evinde bazen namaz kılar ancak bir vesile olursa camiye giderdi.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Evinde bazen namaz kılar ancak bir vesile olursa camiye giderdi.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
vesile — is., Ar. vesīle 1) Sebep, bahane Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey le yalnız bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) Elverişli durum, fırsat Muhasebeci, yerden temennalar, gevrek kahkahalar arasında bir vesile ile, kuru üzümden iki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HİDEMAT-I İMANİYE — İmâni hizmetler. (Kur an ı Kerim i ve mânâsını öğrenmeğe vesile olmak; imâni şüphelerin giderilmesine çalışmak; İslâmiyetin, hak din olduğunu isbat etmek veya isbâta vesile olmak gibi.) Görülen hizmetler. Eşyanın ve mahlukatın lisan ı hâl ile… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEFAAT — etmek. Af için vesile olmak. * Fık: Âhiret günü bir kısım günahkâr mü minlerin affedilmeleri ve itaatli mü minlerin de yüksek mertebelere ermeleri için Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ve sâir büyük zâtların Allah Teâlâ dan (C.C.) niyaz ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
otorite sağlamak (veya temin etmek) — yetki kurmak veya yetki sahibi olmak Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük