- büyü yapmak
- büyü yolu ile etki altına almaya veya aldırmaya çalışmak
Şayeste'nin reise büyü yaptığına ve adamı başka kadınlara karşı efsunla bağladığına kanaat getirmişti.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Şayeste'nin reise büyü yaptığına ve adamı başka kadınlara karşı efsunla bağladığına kanaat getirmişti.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
büyü — is. 1) Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, sihir, füsun, bağı Akkız Ana, Hasan a gönül vermenin bir büyü olduğunu, ne kadar anlatmışsa da kâr… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arwamak — büyü yapmak, afsunlamak I, 283 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
efsunlamak — i Büyülemek, büyü yapmak Tespihiyle galiba bir mahalle halkını efsunlayıp duruyor. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlamak — i, e 1) Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak Gemiyi iskeleye bağlamak. 2) Düğümlemek İpi ipe bağlamak. 3) i Yara ilaç koyup bezle sarmak Yarayı bağlamak. 4) i Denk yapmak, paket yapmak Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5) nsz Oluşmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tütsü — is. 1) Dinî törenlerde çevrenin güzel kokmasını sağlamak, büyü veya ilaç yapmak amacıyla yakılan kokulu madde Arziya Hanım da perilerle mutat olan konsültasyonu yaptıktan sonra bana bir tütsü verdi. Nazar değmiş olduğunu ve fazla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
AFSUN — (Efsun) f. Büyü, sihir, tılsım. (Büyücülük yapmak ve büyücülere uymak, Müslümanlıkta yasak ve günahtır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük